Otomotiv sanayisinde ‘plug-in’ alarmı – Otomobil Haberleri

Otomotiv Sanayii Derneği (OSD) Yönetim Kurulu Başkanı Cengiz Eroldu, otomotiv endüstrisindeki son gelişmeler, ABD’nin açıkladığı yeni gümrük vergileri ve sanayideki hedeflere ilişkin açıklamalarda bulundu.
Türkiye otomotiv sanayisinin Ocak-Mart dönemindeki iş sonuçlarının açıklandığı toplantıda konuşan Eroldu, Türkiye’nin üretim kapasitesindeki artıştan bahsederek, 2024 yılı sonunda Türkiye’deki otomotiv üretim kapasitesinin 2.2 milyon adede ulaştığını bildirdi.
Eroldu, “Burada yüzde 8’lik bir artış oldu üyelerimizin yaptığı yatırımlarla. Bu rakamların içinde yalnızca OSD üyelerinin kapasiteleri var. Buna mevcuttaki 175 bin adetlik Togg’u da ilave ettiğimiz zaman aslında bugün Türkiye’de 2.4 milyona yaklaşan bir kapasite olduğunu görüyoruz. BYD ve Chery’nin de kuracağı fabrikaların kapasitelerinin 150 biner veya 200 biner olduğunu varsayarsak 300-400 bin daha ilave gelecek bunun üzerine, bu da bizi 2.7-2.8 milyon gibi çok ciddi bir kurulu kapasiteye götürecek” dedi.
Türkiye’nin otomotiv üretim adedinin 2024 sonunda 1 milyon 365 bin olduğunu da hatırlatan Eroldu, “Bu da bir önceki seneye göre yüzde 7’lik bir azalma demek. 2024 yılının üretim açısından baktığımızda kötü bir yıl olduğunu görüyoruz. Bundan sonra artık bizim otomotiv sanayi olarak yaptığımız yatırımların sonuçlarını alıp 2025 ve sonrasında bu rakamları yukarı doğru çıkartma hedefimiz var. 2024 yılında 1.2 milyar dolarlık yatırım gerçekleştirdik. Son 10 yılda da otomotiv sanayisinin Türkiye’de yaptığı yatırımların toplamı 10 milyar dolara ulaştı” bilgilerini paylaştı.
HEDEF AVRUPA’DA 3’ÜNCÜLÜK, DÜNYADA 10’UNCULUK
OSD Başkanı Cengiz Eroldu, yapılan yatırımların bir sonucu olarak, Türkiye’nin Dünya ve Avrupa otomotiv üretim sıralamasında yükseleceğini de vurguladı.
Türkiye’nin Avrupa Birliği’nde otomobilde 6’ncı sırada, hafif ticaride ikinci sırada olduğunu kaydeden Eroldu, “Bir önceki sene hafif ticaride 3’üncü sıradaydık. Toplam hafif araçlarda da AB’de 2024 yılını 5’inci olarak kapattık. 2023 yılında 4’üncülüğümüz vardı, bir basamak aşağı düştük. Dünyada da 2023 yılında 12’nci sıradaydık, 2024’te 13’üncü sıraya geriledik. Dünyanın önemli otomotiv ülkelerinden İtalya geçen sene 1 milyon adedin altında bir imalat yaptı. Bizim yaptığımız 1 milyon 365 bin adetlik imalat bütün bu olan bitenin içinde hiç fena bir rakam değil. Avrupa ile de kıyasladığımız zaman daha da yukarı gitme potansiyelimiz olduğunu rahatlıkla görebiliyoruz. Bizim iddialı hedeflerimiz var. Otomotiv sanayi olarak dünyada 10’unculuğa çıkma hedefimiz var. Avrupa’nın 3’üncü otomotiv ülkesi olmak son derece önemli bir hedef, ihracatımızın da 50 milyar dolarlara çıktığını göreceğiz. Bu hedefler şu anda gerçekçi gibi durmuyor olabilir ama bunların arkasında duracağız” dedi.
‘AB DIŞINDAKİ REKABETÇİLİĞİMİZİ KAYBEDİYORUZ’
Cengiz Eroldu, otomotiv sanayisindeki rekabetçilik kaybını, işçilik maliyetleri üzerinden de anlattı.
Eroldu, “İşçilik saat maliyetlerinde 2021 yılında Türkiye Fas’la arasında 1 Euro fark var. 3.9’a, 4.9 Euro. Daha sonra 2022’de 5.5, 2023’te 8, 2024’te 11 Euro’lara geldik. 2025’te de Romanya’yı da geçtik. Yani bugün Romanya Türkiye’den daha ucuz bir ülke haline geldi. Fransa, Almanya gibi batı Avrupa ülkelerine baktığımız zaman hâlâ rekabetçiyiz. Ama Avrupa Birliği dışındaki ülkelere karşı olan rekabetçiliğimizi kaybediyoruz” dedi.
Rekabetçiliğin sadece döviz kurlarına dayanarak geliştirilemeyeceğini de vurgulayan Eroldu, “Şirketler olarak verimliliğimizi artırmamız ve verimlilik işine de bütünsel yaklaşmamız lazım. Türkiye’de otomotiv kodlu KOBİ sayısı Almanya’nın 2 katı neredeyse, bu verimsizlik demek. Aynı zamanda enflasyon ve kur hareketlerinde artık paralellik sağlayıp bir yerde normalleşmeye doğru gidilmesi lazım. Enflasyonun baskılanması lazım. Enflasyon normalize olduğu zaman bu dengelerin de daha normal, daha öngörülebilir olacağını düşünüyoruz” diye konuştu.
‘YERLİ ARAÇ PAYININ DÜŞMESİ, KAPASİTE KULLANIMINI OLUMSUZ ETKİLİYOR’
Türkiye otomotiv pazarında son yıllarda yerli araçların payı düşme eğiliminde. Hatırlanacak olursa, 2024’te bazı aylarda pazardaki yerlilik oranının yüzde 30’un altına gerilediği zamanlar bile olmuştu.
Bu konunun fabrikalardaki kapasite kullanımlarını ve rekabetçiliği olumsuz etkilediğini aktaran OSD Başkanı Cengiz Eroldu, “Otomobilde 2024 yılını yüzde 30’luk bir iç pazar yerli payıyla kapattık. Hafif ticari araçlarda yüzde 27, kamyonda yüzde 63, otobüste yüzde 100, traktörde yüzde 90 gibi. Bu neden önemli, biz 2.2 milyon kurulu kapasite ve 1 milyon 365 bin adet imalat yaptığımız zaman bir kapasite kullanım sorunuyla karşı karşıyayız. 2024 yılında yüzde 70’lik bir toplam kapasite kullanımımız oldu. Çünkü geçmiş yıllarda yüzde 40’lı seviyelerde olan iç pazar payımız yüzde 30’lu seviyelere geri geldi. Rekabetçilik kaybımız var. Kapasite kullanımının düşmesi de aslında bu sorunu daha da büyüten bir konu. Özellikle kamyon ve traktör gruplarında kapasite kullanımının kötüleştiğini görüyoruz. Kamyonda kapasite kullanımı yüzde 78’den yüzde 47’ye düştü ki bu ağırlıklı olarak ihracat pazarları. Bu da iyi bir sinyal değil, Avrupa’da da işlerin iyi gitmediğinin öncü bir göstergesi. Traktörde hem ihracatta hem iç pazarda daralma olduğunu görüyoruz. Burada da özellikle Türkiye pazarında tabi bir miktar finansmana erişimin geçmiş seneye göre kötüleşmesinin etkisi olduğunu da söylemem lazım” ifadelerini kullandı.
‘PLUG-IN TALEBİ YERLİ ÜRETİCİ İÇİN İYİ DEĞİL’
OSD Başkanı Eroldu, otomotivdeki dış ticaret dengesine de ayrı bir parantez açtı.
Eroldu “Dış ticaret dengesine baktığımızda, alınan önlemlerin de etkisiyle 2023 yılında eksi olan toplam otomotiv (bitmiş araçlar ihracat ve ithalat) dış ticaret açığı 1.6 milyarken 2024 yılını 537 milyon fazlayla kapattık. Burada hem ithalatın bir miktar azaldığını, özellikle de Çin’den gelen, ihracatın da artmasının payı var. Otomobil özeline baktığımız zaman, yine 2023 yılında 6,6 milyar dolarlık bir açığımız varken 2024 yılında bu rakam 4.8 milyar dolara indi. İlk 3 ayda 600 milyon seviyesinde” dedi.
Plug-in (şarj edilebilir) hibritlerin Türkiye pazarında aldığı payın ve ithalatının arttığını da vurgulayan Eroldu, “Geçen senenin ilk 3 ayında 489 adetken bu sene 9 bin 500’lere yaklaşmış durumda. Tabi plug-in adetlerinde yalnızca Çinli oyuncular yok, şimdi Avrupalı oyuncular da plug-in vergi teşvikinden faydalanmaya çalışıyorlar. Böylece vergi teşviklerinden dolayı pazarda plug-in’lere doğru bir hareket olduğunu görebiliyoruz. Bu teşvik yerli yatırım yapacak bir firmayı desteklemek için çıkarıldı ama şu anda Avrupalı üreticilerin de bu teşvikten faydalandığını görüyoruz. Mevcut talebin buralara doğru hareket etmesi piyasadaki yerli üreticiler için iyi bir şey değil” görüşlerini paylaştı.
Şarj edilebilir (plug-in) hibrit otomobillerin ÖTV oranlarında Temmuz 2024’te değişikliğe gidilmişti.
Bataryası dışarından şarj edilebilen ve aynı zamanda içten yanmalı motora sahip bu otomobillerde, yeni ÖTV oranları yüzde 30, yüzde 60 ve yüzde 70 olarak belirlendi.
Düzenleme öncesi Türkiye’de satılan plug-in hibrit otomobillere en düşük yüzde 80 oranında ÖTV uygulanıyordu.
Plug-in hibritlerin düşük ÖTV dilimlerine girmesi için, kilometre başına karbondioksit emisyonu 25 gramın altında, elektrikli menzil değerlerinin ise 70 ve üzerinde kilometrede olması şartı aranıyor.
Yeni belirlenen yüzde 30 ÖTV dilimine ise, ilk etapta sadece Türkiye’ye 1 milyar dolarlık yatırım kararı alan BYD’nin modelleri girebiliyordu. Fakat, aradan geçen süre içerisinde birçok ithal otomobil firmasının diğer modelleri de söz konusu ÖTV dilimine girecek şekilde Türkiye’ye getirildi.
‘ABD’YE UZAK KONUMDAYIZ, ETKİLERİ DİĞER ÜLKELERE GÖRE DAHA AZ OLUR’
ABD Başkanı Donald Trump’ın geçtiğimiz hafta açıkladığı gümrük vergileri, küresel boyutta yeni bir ticaret savaşının da fitilini ateşledi. Trump’ın açıkladığı gümrük vergisi oranları ülkeden ülkeye değişkenlik gösteriyor. Fakat, otomotiv sektörü özelinde ülke fark etmeksizin ABD yüzde 25 oranında gümrük vergisi uygulamaya hazırlanıyor.
Bu gelişmenin Türkiye’ye yönelik etkilerinden de bahseden OSD Başkanı Cengiz Eroldu, otomotiv sanayisindeki bazı alanlara olumsuz yansımaların olabileceğinden bahsetti.
Eroldu, “Türkiye’nin Amerika Birleşik Devletleri’ne 1.4 milyar dolarlık ihracatı var, bunun bir milyar doları tedarik sanayisinden geliyor. ABD’ye yapılan ihracatın 178 milyon doları traktörden, 166 milyon doları da otobüs minibüs grubundan oluşuyor. Yani hem traktör hem de otobüs minibüs göreceli olarak az etkilendiği için bir miktar daha faaliyetlerimizi burada artırabiliriz diye görüyoruz. Yani ABD bizim toplam otomotiv ihracatımızın yüzde 4’ünü oluşturuyor. Buradan bir miktar artı çıkabileceğini ama çok büyük bir saha olmadığını düşünüyoruz. Bizim şansımız belki de Amerika Birleşik Devletleri’nin uzak bir pazar olması. Yani çok yakınımızda olmadığı için etkisi de göreceli olarak diğer ülkelere göre daha az olacak” dedi.