Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu’ndan Habertürk’e açıklamalar

Habertürk TV Genel Yayın Yönetmeni Mehmet Akif Ersoy’un sorularını yanıtlayan Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu’ndan Habertürk’e açıklamalar.
Bakan Memişoğlu’nun açıklamalarından öne çıkan başlıklar şöyle:
Öncelikli olarak bütün vatandaşlarımıza ve İstanbul’a geçmiş olsun diyorum. Deprem sırasında Ankara’daydım. O sırada deprem oldu, sayın Cumhurbaşkanımız hemen İstanbul’a intikal etmemizi söyledi. O andan itibaren İstanbul’a hareket ettik, AFAD’a geldik. Valilik ve 24 hizmet kurumu orada toplanmıştı. Orada belediye başkan vekilimiz, itfaiye vardı. Geçmiş 5.8 depreminde de toplandık. Büyükşehir başkanı veya vekili kimse gelmişti. Bütün toplantılara büyükşehir belediye başkan vekilimiz vardı. Açıklama yaparken masadaydı. Çok da olumlu bir arkadaş. Belediye başkan vekilimiz geldiği zaman toplandık. Bütün gün belediye başkan vekilimiz bizimleydi. Bütün gün beraberdik. Masada oturuyordu valimizle birlikte. Depremi siyasallaştırmamız lazım. Sen yaptın, ben yaptın değil beraber yapmamız lazım. Depremde herkes ‘ben ne yaptım, biz ne yapmalıyız’ diye sormalı. Hep beraber deprem öncesinde deprem hazırlığını yapıp, mücadele etmemiz gerekiyor. Şu anda deprem bölgesinde hastanelerimiz sayısal olarak deprem öncesinden çok fazla. Ancak 52 bin canımızı kaybettik. Onun için İstanbul için söylüyorum, düşünce tarzımızı, olması ihtimali olan büyük depremle ilgili hazırlıklı olmamız lazım.
“DEPREMDE İLK 12 SAAT ÇOK KRİTİK”
Bu Cumartesi tatbikat yapacağız. İstanbul depremiyle ilgili. Daha önce de Çam Sakura ve çevresinde tatbikat yapmıştık. Depreme hazırlık sadece kâğıt üzerinde olmaz. Depreme hazırlık mentalite ile olur dedik. Özellikle 5,8 2019 İstanbul depreminde Cumhurbaşkanı Yardımcılığımız başkanlığında birçok toplantı yapıldı. Yüzlerce toplantı yapıldı. 2019’daki deprem bize çok şey öğretti. Sağlık tarafında ne yapmamız gerektiğini çalıştık. 6 Şubat depreminde sağlık anlamında İstanbul çok büyük destek verdi. O hazırlıklar çok faydalı oldu. Biz sahaya Sağlık Bakanlığı ve İstanbul İl Müdürlüğü olarak gitmiştik. Sahra hastanemiz ve TIR’ımız 24 saatte kurulmuştu orada. Esas yaptığımız şuydu; dedik ki ‘depremde sağlık sisteminde insanlar komutayla değil otomatik hareket etmesi gerekiyor, ne yapacağını bilmesi gerekiyor’ dedik. Depremde ilk 12 saat çok kritik çünkü. Deprem olunca bütün ambulanslar talimat beklemeden çıksın dedik. Helikopterler otomatik olarak kalkmalı. Kalsın ben ona havada talimat vereyim.
SAĞLIK SİSTEMLERİ DEPREMLERE HAZIR MI?
Referans hastaneler kurduk. Bunlar izalatörlü büyük hastanelerimiz. Yereldeki hastaneler o bölgeni bütün hastaneleri ve sağlık teşkilatları ile koordinasyon anlamında o bölgenin sağlık hizmetini 0-12 saatte kendi kendine sunabilir olsun dedik. Bütün bölgeleri de bu hastanelerle eşleşleştirdik. Bunlar aynı zamanda lojistik merkezleri. Otoparklarında 72 saat yetebilecek malzemeleri tuttuk. Bu hastaneler oranın lojistik merkezi oldu. Hepsinde helikopter pisti var. İstanbul’daki bütün hastaneleri Anadolu’daki bölgeler ve hastanelerle eşleştirdik. İstanbul bütün Türkiye’yi destekleyebilir ama bütün Türkiye organize şekilde İstanbul’u desteklemesi lazım. Hangi şehir hangi alana gideceğini bilecek. Kartal ve Başıbüyük’ü Bilkent Şehir Hastanesi ile eşleştirdik. Nüfusa, yatak kapasitesine bakarak eşleştirdik. Eczaneleri dahi eşleştirdik. Ankara veya Diyarbakır’daki bir eczane Kadıköy veya Beşiktaş bölgesinde hangi eczane ile eşleştiğini tanımladık. Gelebilmesi için de deniz ve havayollarında nereye intikal edecek, nasıl edilecek, bunları da programladık.
“BÜYÜK DEPREME KARŞI ÇALIŞIYORUZ”
Topluma göre afet planı yapalım dedik sağlıkta. Bugünkü tatbikatta 16 il şu anda Tuzla ve Kadıköy bölgesinde Cumartesi günü oradan gelecek. Hangi hastaneye gidecek, nasıl gidecek. Çünkü hastaneyi tanıması lazım. Konya’dan gelecek bir insan buradaki hastaneyi bilmez. Çok ayrıntılı çalıştık. Personelin toplanma alanlarında ailelerini o hastanelere yakın yerlerde yaptık. Önce canınızı kurtarırsınız sonra en yakınınızı düşünürsünüz. Dışarıdan gelecek personel hastanelere en yakın okullarda protokoller yaptık. En yakın karakola deprem olduğu anda ‘Bu hastaneye gidin güvenliği sağlayın’ dedik. Bunu AFAD’la beraber yapıyoruz. Planlamada sorunumuz yok, bunu insanlara anlatmamız gerekiyor. Deprem öyle bir şey ki sıfırınca saniyede bile nasıl yapacağımızı ezberlememiz lazım. Sağlık teşkilatı bu konuda kendi kendini otomatize edecek şekilde bunu bilmesi lazım. Siz 12 saatte bunun büyük kısmını başarırsanız.
HERKESİN ‘DEPREMDE BEN NE YAPARIM’ DİYE SORMASI LAZIM
Karayolu değil daha çok hava ve deniz yoluyla planladık lojistiğimizi. 10 hastanenin lojistik anlamında hangi iskeleye nasıl yanaşacağını da planladık. İnsanların da deniz yoluyla ulaşımının planlandığını memnuniyetle gördüm. İstanbul’da 5 hava alanı var. 2 tane sivil hava limanı var. Bu 10 hastane helikopter pisti var. Sancaktepe’de 4 bin yataklı şehir hastanesi yapıyoruz. Orada da küçük uçakların kalkıp ineceği hava alanı var. Karadan geleceklerle ilgili olarak Kocaeli ve Tekirdağ tarafında belli merkezleri planlayarak insanların nereye gideceğini planladığımız bir sistem bu. Depremden direk yaralanma olmadı. Çarpma, atlamayla alakalı omurga ve ortopedik yaralanmalar oldu. Onlar da panikle olmuş. Kaçarken ayağını vuran yaklaşık 236 kişiydi. Şu anda 41 kişi kaldı. İstanbul’da yaşayan her vatandaşımızın deprem olursa ben ne yaparım sorusunu sormamız lazım.
“DEPREMDE COVİD’DE DÜNYANIN EN İYİ HİZMETİ SUNDUK”
1 yaşında çocuk yürür. Beynin korteksi otomatik değildir. Çocuk düşünerek yürür. Yürürken nasıl adım atacağını düşünür müsünüz? Artık sizin için rutindir o. Bizim deprem hazırlığı rutin hale gelmesi lazım, otomatik olması lazım. 6 Şubat depremindeki inşaatlar ve fiziki yapılara dünya hayran şu anda. Ancak kaybeden canı geri getiremezsiniz. O depremde sağlık çalışanları mükemmeldi. 6 Şubat depreminde dünyaya örnek olduk. DSÖ gelip literatüre geçirmiş durumda. Biz depremde de Covid’de de dünyanın en iyi sağlık hizmetini sunduk. Her iki zor imtihanı da geçtik.
“DOĞAL OLAN NORMAL DOĞUM” PANKARTI
Biz Sağlık Bakanlığıyız, hastalık bakanlığı değiliz. Sağlıklı olanın ne olduğunu anlatmakla mükellefiz, görevliyiz. Sağlıkla ilgili faydalı olan neyse onu topluma öğretmek, uyarıları yapmakla görevli bakanlığım ben. Ben sigarayla da mücadele ediyorum. Sigara sağlığa zararlıdır deyince sigara içenlerin hayatına müdahale mi ediyorum, kilo verin deyince insanların özgürlüğüne müdahale mi ediyorum. Doğum bir mucizedir. Gerçekten fizyolojik ve mucizedir. Yavrunun karında durması, beslenmesi, o yola girmesi, o yoldan çıkarken herşeyiyle olgunlaştıktan sonra zamanı gelince çıkması fizyolojik dediğimiz halk dilinde normal olan doğumdur. Aynı takımın, Sivasspor’un bundan 2 sene evvel meme kanseri ile pankartı var. Bu tartışmadan memnunum. Hiçbir kadının, hiçbir bayanın, hiçbir çocuğunun hayatına zorla müdahale edecek politika uygulamayız. Bunu düşünmek bile patolojik düşüncedir. Herkes hayatında özgürdür kanun çerçevesinde. Doğru olanı, sağlıklı olanı söylemek ve bununla ilgili planlama yapıp, politika üretmekle mükellefim. Orada biz kimseyi hakaret etmiyoruz. Bunu başka algılarla veya başka politikalarla gerçekten bu ülkeye zarar verecek mantıkla hareket eden bazı arkadaşlarımız belki de köpürtüyor. Doğal olan normal doğum. Gerektiği zaman, tıbbi olarak zorunlu olduğu zaman tabii ki ameliyat yapacak. Dünyada ortalama yüzde 15’tir sezaryen oranı. 10 doğumdan sadece 1 veya 2’dir ameliyat. Bizde 10 doğumdan 6.1’i sezaryenle oluyor. Sezaryenle olan çocuk tıbbi olarak akciğeri olarak yeterince gelişmemiş olabilir, annesiyle teması yetersiz olabilir. Bizim Ekim 2024’de normal doğum eylem planı diye sayın hanımefedi Emine Erdoğan’ın himayalerinde kampanya yapmaya başladık. 10 eylem planımızın 6’sını yaptık. Ebelerin etkinliğini artırdık, mevzuatını değiştirdik. Bütün hastanelere anne okulu yaptırıyoruz. Annenin hamilelik süreci zor süreç. Anneye destek vermemiz lazım. Doğum hanelerde çalışan ebeleri maddi olarak da destekledik. Annelerin hamilelikten başlayarak çocuğu 2 yaşına gelinceye kadar annelik sürecinde öğrenmek istediği bütün bilgileri internet uygulamasıyla Annelik Yolculuğu diye mobil uygulama yapıyoruz.
“KİMSENİN ÖZEL HAYATINA KARIŞMIYORUZ”
Bizim sağlık hayat merkezlerimizde ebe okullarımız var. 286 tane şu anda. 100 tane daha yapacağız. Fizik tedavisinden diş hekimine kadar. Diyetisyen, çocuk gelişimcisine kadar herkes orada çalışıyor. Kanser taramasına kadar ücretsiz herşey yapılıyor. Bizim belki de hatamız tam anlatamadık topluma. Özel hastanelerimizde sezaryen maalesef daha fazla. Yüzde 61’in üstünde. Devlette daha düşük. Yüzde 30 bandında. Türkiye’de çok iyi özel sektörümüz var, dünya çapında. Canlı doğum oranı sayımız düşüyor. Kimsenin özel hayatına karışmıyoruz. Net söylüyorum ki, bebek ve anne için de normal doğum sağlıklı olanı.
“BEN SEZARYEN DOĞUMLUYUM”
Biz kadının özgürlüğünü kısıtlamayı düşünmüyoruz. Biz sağlığıyla ilgiliyiz. Tıbbi endikasyon dediğimiz, tıbben gereklilik başka bir şeydir keyfiyet başka bir şeydir. Biz keyfi olan sezaryen harici normal doğum olması gereken zamanlarda önerimiz bunun doğal şartlarda anneye, bebeğe faydası olan, sağlıklı olanı tercih etmesi. Sezaryen olan doğal değildir. 1966 sezaryen doğumluyum. Kanama vardı, annemi yaşayacak, çocuk mu yaşayacaktı. Tıbbi endikasyon olan herşeyin yapılması lazımdır. Çocuk rahimde büyür, vajinadan geçer ve normal doğum olur. Akciğer ve hücrelerin gelişiminde, annesi ile ilişkisinde, annenin süt yapan hormonları, beyindeki mutluluk hormonlarının doğal olduğu yoldur.
TIP MERKEZLERİNDE PLANLI SEZARYEN YASAĞI
Tıp merkezleri yatağı olmayan günübirlik işlem yapılan yerlerdir. Kliniktir. Normal hasta yatağı yoktur gözlem yatağı vardır. Acil yapılabilir sezaryen dedik. Kliniklerde gözlem yapağı vardır. Acil sezaryen başka bir şey. Planlı sezaryende anne ile çocuğu 48 saatte o çocuğu tutmanız gerekir. Planlı sezaryen yapılamaz dedik. Planlı karaciğer ameliyatı yapılamaz dedik. Buralar hastane değil tıp merkezi. Siz tıp merkezlerinde planlı, davulla zurnayla sezaryen yapamazsınız dedik.
“HEDEFİMİZ SEZARYENİ YÜZDE 20’LERE DÜŞÜRMEK”
Sağlıkta bir hastanenin tedavisinin yasaklanması diye bir şey sözkonusu olmaz. Biz bilimsel verilerle çalışırız. Normal doğum fizyolojiktir, doğaldır. Tıbbi olarak gereklilik olursa ameliyatla çocuk çıkabilir bunun ismi sezaryendir. Tıp merkezlerinde acil sezaryen yapılabilir ancak planlı sezaryenlerin hastanelerde olması tıbbi olarak zorunluluktur. Makul olmamız lazım, objektif olmamız lazım. Herkes başkasının ne yaptığını sorguluyor. Önce biz kendimiz ne yaptık diye sormamız lazım. Doğru bir tane. Ben sezaryeni düşürebildiğim kadar düşürmekteyim. Hedefimiz yüzde 20 bandının üstüne çıkmayacak şekilde bir yola koymak. Anne adaylarımızı, baba adaylarımızı eğiterek, ikna ederek, doğrunun ne olduğunu anlatarak normal doğumu teşvik etmeye çalışıyoruz. Bu dünyadaki bilimsel ortamlarda da böyledir. Siz dünyadan kat kat fazla sezaryen yapıyorsanız, bu sağlıklı bir iş değildir. Sigara sağlıksız diyorsam aynı şekilde doğal olan normal doğum diyebilirim. Dişlerini fırçala diyorum, neden? Dişleri çürümesin diye. Kilolu hastalara ‘kilonu düşür’ diyorum. Dolaşım sistemi hastalıklarında dünyada 17 milyon kişiyi kaybediyoruz. Sırrı Süreyya Önder sağlık sisteminin, özel hastanedeki altyapı sayesinde bugün yaşıyor. Hastanede kalp çalışmazken kalbini çalıştırıp, makineye bağlayıp bütün atar damarını boydan boya değiştirebilecek insan gücüne sahip bir ülkeden bahsediyoruz. Üstelik bu özel hastane. Teşekkür beklemiyorum, hekim ve sağlık çalışanlar olarak üniversite, özel sektörümüzde, devlet hastanelerimiz senede 1 milyar kez insanlara bakabiliyor, 800 bin üzerinde ameliyat yapabiliyor. Şehir hastaneleri dediğimiz dünyada fiziki olarak çok üst düzey hastanelerde hizmet veriyoruz.
DOĞUM ORANLARI NEDEN DÜŞTÜ?
Bu sene Aile Yılı ilan edildi. Doğum sayısının düşmesinin çok fazla nedeni var. Sosyo ekonomik, şehirleşme vs. Hepsini Aile Bakanlığımız çalışıyor. Biz de destek vermeye çalışıyoruz. Çocuk, kardeş çok önemli bir şey. İnsanlar çalışıyorsa genelde 1 çocuk oluyor. Aile Bakanlığımız, sayın Cumhurbaşkanımızın talimatıyla maddi destek de çıkardı. Benim 3 çocuğum var, o yüzden rahat konuşuyorum. Bir ablam var bir de ben. 2 kardeşiz. Kardeş hayatta çok önemli. Çocuklarınızı kardeşsiz bırakmıyalım diyorum ben. Aile yapısının çok önemli olduğunu düşünüyorum. Bir toplumun temelini aile oluşturur. Eğer çocuğunuz yoksa aile olamıyorsunuz, sadece karı koca oluyorsunuz. Doğruyu söylemedikçe, mahalle baskısı üzerimize geliyor ve yanlışlar ortada dolaşıyor. Sosyal medya herkesin müdahil olduğu alanlar olmuş. Doğrusu ne ise söyleriz. İster eleştirsinler. Benim için doğru bir tanedir. Allah rızası için çalışıyorum. Bu millete bu ülkeme nasıl hizmet edebilirim? Bu toplumun makullere ve doğrulara ihtiyacı var.
SAĞLIK ATAMALARI NE ZAMAN YAPILACAK?
37 bin kadro aldık. Önümüzdeki hafta ilan edeceğiz. Hangi hastanelere ne kadar ihtiyacımız var? Mayıs’ta ilk etabını sonrakini de inşallah Ağustos ve Eylül’de. Mayıs ayında 19 bin alacağız. Sonra yine ilana çıkmış olacağız. Kılavuz önümüzdeki hafta yayınlanmış olacak. Birçok ayrıntı var. Arkadaşlarımız onları görecek. Diyetisyen, hemşire ve sağlık mesleklerin hepsi olacak. Psikolog, diyetisyen, fizyoterapistlerle ilgili sağlık üniteleri açabilir hale getirdik. Mevzuatta değişikliği yaptık. KPSS’ye göre atamalar yapılacak. İnşaat halinde olan hastaneler de planlandı. Hastane inşaatları bitince oralara da alacağız ikinci etapta.
ASELSAN’DAN KALP-AKCİĞER MAKİNESİ
Kalp akciğer makinesi. Kalp ameliyatlarında bu makine ile dolaşım sistemini sağlıyorsunuz. O sırada kapak değişimi yapıyorsunuz. ASELSAN’da gencecik çocuklar yaptı bunu. Tamamen elektronik. Bu makineyi inşallah İdea dediğimiz hayvan labaratuvarında preklinik çalışmalarını bitirdik. 2026’nın başında hastanelerde olacak. Yüzde 90’ı yerli. Sanıyorum ABD, Çin yapıyordu bunu. Şimdi şeker sensörü yapıyoruz. Biz üreteceğiz aynı zamanda sadece tedavi etmeyeceğiz. Sadece ASELSAN değil, bugün TÜYAP’taydım. Türkiye üretim, sanayi konusunda sağlıkta kabuğunu kırıyor. İddiamız savunma sanayinden daha büyük olacak sağlık.
KANSER TARAMA PROGRAMI
Meme kanserlerini tarıyoruz. Belli yaş grubunda tamamen ücretsizdir. Aile hekimliklerinde bunlar planlı şekilde yapılıyor. Eskiden hastanın aile hekimliğine gelmesini bekliyorduk, şimdi erken safhada o hastalıkları bulup, o hasta için randevu alabilir hale getirdik. Hastanemizden direk sizin adınıza randevu alıp, gelebiliyor. Hastanelerimizde yüzde 10 kontenjanı aile hekimlerine ayırdık. Bir gün evvel saat 17.00’ye kadar randevu alınabiliyor.
“HER AİLE HEKİMİ İSTEDİĞİ İLACI YAZABİLİR”
Bakanlık ilaç vermeyi engelleniyor diye sakın düşünülmesin. Aile hekimi ilaçları yazar hale getirdik. Hastaneye gitmeden kronik hastalarımızın aile hekimliğinde ilaçlarını ve raporlarını alabilir hale geldi. Belli yaş grubundaki insanlarımıza rapor bitmeden ulaşıp, evde rapor vereceğiz. 80 yaş üstündeki insanlarımıza bunu yapacağız.
RANDEVU SİSTEMİNDE SIKINTILAR ÇÖZÜLDÜ MÜ?
Mrekezi randevu sisteminde şöyle bir şey var. Aile hekimliğinde birçok şey halledilebilir. Hastanelerle entegre çalışılacak. Basamaklar arasındaki bağı yeniden organize ediyoruz. Etkin tedaviyi uygulayacak yapılanmaya gidiyoruz. Aile hekimliğinde tedavi edilecek hastalığın hastaneye gitmesine gerek yok. Belli yaş grubu insanları hastaneye gitmeye alışmış. Oysa aile hekimine gidince memnun kalıyorlar. Toplumun buralara gitmesini rica ediyorum.
BEBEKLERE 6 BİLEŞENLİ AŞI
Bebeklere 5 aşı yapıyorduk. Hepatit B’yi ilave ettik. 6 aşıyı aynı anda tek dozda yapabiliyoruz. Hastalıklara karşı anlık koruyoruz. Menenjitle ilgili spekülasyonlar var. Bilimsel kurulu topladık. Farklı bir sayısal artış yok. Gerekirse bu devlet her türlü aşıyı, koruyuculuğu, masrafı da vatandaşı için yapar.
“MENENJİTLE İLGİLİ BİR RİSK YOK”
Şu an menenjiti gözlemde tutuyoruz. Gerek olursa o aşıyı da yaparız. Aşı hastalıktan korur. Aşı redlerini dikkate almasın vatandaşlarımız. Bugün sağlık hastalıkları kimse konuşmuyorsa, çocuk felcini, çiçek hastalıkları konuşulmuyorsa aşıdan konuşulmuyor. Bugün kızamığı görmüyoru artık. Kalp krizinin aşıyla ilgili ispatlanmış bir durum yok.
ECZACILARIN GELİR KAYBI PROBLEMİ ÇÖZÜLDÜ MÜ?
Eczaneler aile hekimliği gibi uçtaki sağlık hizmet sunucularımız. Bir düzenleme yaptık. İlaç Eczacılık kurumumuz fiyat regülasyonları yapabilecek, bazı ilaçların Türkiye’ye ulaşmak için mekanizmaları oluşturacak. Zamla ilgili Maliye Bakanlığı ile konuşarak bu konuları çözeceğiz.
TÜTÜN DENETİMLERİNDE GELİNEN NOKTA NE?
2024-2028’le ilgili Tütün madde bağımlılığı ile eylem planı oluşturduk. Depremde de aynı şeyi söyledim. Toplum buna uyum göstermeli. Yüzde 31 oranında sigara içme oranımız var. Vatandaşın emanet edilen bedenine sahip çıkması gerekiyor. Hareket etmesi gerekiyor. Sağlıklı Hayat Akademisi kurduk. Fakir olabilirsiniz mutlu olabilirsiniz ama sağlıksız mutlu olamazsınız. Herkes sağlığını korusun bize yardım etsin.